İsra Suresi 7
İn ahsentum ahsentum li enfusikum ve in esetum fe lehâ, fe izâ câe vadul âhıreti li yesûu vucûhekum ve li yedhulûl mescide kemâ dehalûhu evvele merretin ve li yutebbirû mâ alev tetbîrâ(tetbîren).
1. in ahsentum : eğer ahsen olursanız, ahsen davranırsanız
2. ahsen-tum : ahsen oldunuz
3. li enfusi-kum : kendi nefsiniz için
4. ve in ese`tum : ve eğer kötülük ederseniz, kötü davranırsanız
5. fe lehâ, : artık onun(dur)
6. fe izâ câe : geldiği zaman
7. va`du : vade, zaman
8. el âhıreti : diğeri, sonraki
9. li yesûu : fena olması için
10. vucûhe-kum : sizin yüzleriniz
11. ve li yedhulû : ve girsinler, dahil olsunlar
12. el mescide : mescid
13. kemâ : gibi
14. dehalû-hu : ona girdiler
15. evvele : evvel, ilk
16. merretin : defa, kere
17. ve li yutebbirû : ve helâk etmeleri için
18. mâ alev : ele geçirdikleri, üstün oldukları şeyler, üstünlükleri
19. tetbîren : helâk ederek, mahvederek
İmam İskender Ali Mihr : Eğer ahsen davranırsanız, kendi nefsiniz için en iyisi olur. Eğer kötü davranırsanız, artık (o da) ona (nefsinize) aittir. Böylece sonrakinin (ikinci fesadınızın) vadesi geldiği zaman yüzünüzü karartsınlar ve mescide ilk defa girdikleri gibi girsinler. Ve üstünlük sağladığınız şeyleri mahvedip, helâk etsinler (yok etsinler).
Diyanet İşleri : İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdise) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
Abdulbaki Gölpınarlı : İyilik ederseniz faydası kendinize kötülükte bulunursanız zararı gene size. İkinci vaadimizin mukadder zamânı gelince gene yüzünüzü karartacaklar, ilk defa girdikleri gibi gene mescide girecekler, üst geldiklerini büsbütün mahiv ve helâk edeceklerdir.
Adem Uğur : Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid`e (Süleyman Mâbedi`ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).
Ahmed Hulusi : (Bildirdik ki) eğer iyilik ederseniz, kendi nefsinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük yaparsanız, o da kendinizedir! Sonrakinin süresi geldiğinde, yüzlerinizi karartsınlar, ilkinde oraya girdikleri gibi tekrar Mescid`e girsinler ve üstünlük sağladıkları şeyleri yerle bir etsinler diye (kullarımızı tekrar gönderdik). . .
Ahmet Tekin : `Eğer iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mümin olursanız, kendiniz, birbiriniz için iyilik etmiş olursunuz. Kötü icraatlar yapar, kötülük eder, işlerinizi kötü yaparsanız, yine kendinize kötülük etmiş olursunuz. Diğer cezalandırma zamanı geldiğinde, onurunuzu ayaklar altına alarak sizi insanların yüzüne bakamaz hale getirsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescide, Süleyman Mabedine girsinler ve istila ettikleri her yeri, ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat edeceğiz.`
Ahmet Varol : Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendi aleyhinizedir. Sonuncu vaad geldiğinde (öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi kötü duruma soksunlar, ilk keresinde girdikleri gibi yeniden Mescid`e girsinler ve ele geçirdiklerini darmadağın edip bıraksınlar.
Ali Bulaç : Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi `kötü duruma soksunlar`, birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini `darmadağın edip mahvetsinler.`
|